Kahramanmaraş HG Hastanesi, sağlık hizmeti tasarımında sınırları yeniden belirleyen ve geleneksel beklentilerin ötesine geçen bir tesis olarak öne çıkmaktadır. 32.000 metrekarelik bir alana yayılan bu son teknolojiye sahip hastane, hastaların, ziyaretçilerin ve personelin bütünsel iyilik hali üzerinde odaklanarak çalışma ortamlarını iyileştirmeyi amaçlayan titiz bir planlama süreciyle tasarlanmıştır.

İlk olma özelliğine sahip olan bu hastane, Quark Studio Architects tarafından tasarlanmış olup, bir dizi etkileşimli alan ve özel alanlarla devam eden bir sağlık projesidir. Doğal unsurların manzarasına sahip, iyi aydınlatılmış bekleme alanları, ziyaretçiler için minimum stres sağlamaktadır. Ofisler ve diğer iç mekanlar, bitkilerle süslenmiş olup, mekânda rahatlatıcı bir ortam sunmaktadır. Yatak başı kontrollü hasta odaları, hastaların çevrelerindeki ortamı yeniden kazanmalarına olanak tanırken, geniş pencereler dışarıdaki manzarayı görmelerini sağlamaktadır. Yumuşak ahşap kaplamalar, siyah vurgulu kahverengi duvarlar, mermer karo kaplı banyolar ve doğal manzaraları yansıtan tablolar gibi malzemeler, hastane için alışılmadık bir seçimdir ve hastaların kendilerini iyi hissetmelerini sağlayacak lüks standartlarla sonuçlanmıştır.

Hastanedeki geniş hizmet yelpazesi, kapsamlı sağlık hizmetine olan bağlılığı yansıtmaktadır. Standarttan VIP ye kadar değişen 150 hasta odası, biri son teknoloji hibrit ameliyathane olmak üzere 8 ameliyathane,Fizyoterapi ve Rehabilitasyon, Acil, Yoğun Bakım, MR, Radyoloji, Anjiyografi, Laboratuvarlar, Kadın Sağlığı Merkezi ve Yönetim Ofisleri gibi uzmanlaşmış bölümler, hastanenin çeşitli tıbbi gereksinimleri ele alacak şekilde donatılmıştır.

Quark Studio Mimarları, tasarımda hastalar için uygun bir ortam sağlama odaklı bir yaklaşım benimsemiştir. Bu yaklaşım, duyarlı bir şekilde tasarlanmış bir tıbbi tesisin oluşturulmasını sağlamıştır. Mimari tasarım, etkili planlama ve yönlendirme, detaylarla zenginleştirilmiş sofistike iç mekanlar; hastalar, personel ve ziyaretçiler için konforu teşvik etmektedir. Biyofilik prensiplerin stratejik kullanımı ile lüks ve işlevselliğin bir kombinasyonunu içermektedir.

Hastanenin tasarımında verimlilik kritik bir rol oynamaktadır; tüm alanlar basit bir düzen içinde yer alır ve dolaşım sezgisel gerçekleşir. Ayrıca, renk kodlu işaretlerle belirlenen alanlar, kolaylıkla takip edilebilir hale getirilmiştir.

Hastanedeki ortak alanlar; giyim mağazaları, kuaförler, fırınlar ve kafeteryalar gibi çeşitli olanakları içermektedir. Bu alanlar, genellikle sağlık ortamlarındaki monotonluğu kırarak farklı bir atmosfer sunmaktadır. Tasarım, hastanenin birçok yerinde  doğal unsurların entegrasyonunu vurgulamaktadır. Pencerelerin stratejik konumlandırılması ile bol miktarda gün ışığı sağlanıp, çevreye olan bağlantı daha da vurgulanmaktadır.

HG Hastanesi, teknolojisi ve hastalar için sunulan lüks olanaklarıyla güvenilir bir sağlık kurumu olmanın yanı sıra, 280 yatak kapasitesiyle geniş hasta odaları sunmaktadır. Her biri hasta bakımı için önemli olan bu odalar, konfor ve gizlilik sunmaktadır. İç mekanlar için seçilen malzemeler, optimal hasta bakımı için önemli olan lüks ve hijyenin ikili vurgusunu yapmaktadır. Kullanılan malzemeler sadece estetik sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda yüzeylerin temizlenmesini kolaylaştırarak tüm hastalar için hijyenik bir ortamı teşvik etmektedir. Sofistike malzeme paleti, kahverengi tonlarına hakimdir; bu seçim, klinik atmosferi yumuşatıp, mekanın daha sıcak ve davetkar hissettirmesine yardımcı olmaktadır. Aydınlatma düzeni planlanıp, özel olarak hastane ortamına uygun şekilde tasarlanmıştır. Doğal ve yapay aydınlatma, mekanları etkili bir şekilde aydınlatmak için entegre edilmiştir. Yüksek camlı pencereler, iç mekanlara doğal ışık akışını artırarak canlı ve ferah bir atmosfer sağlamaktadır. Bununla birlikte, yapay aydınlatma düzeni, doğal gün ışığını yansıtarak göz yorgunluğunu azaltmaktadır ve tesis genelinde huzurlu bir ortam oluşturmaktadır.